Gençlerimiz özellikle son 10 yılda Islam karşıtı atmosferden dolayı işyerlerinde ve okullarda isteyerek veya istemeyerek tatlı ve acı tartışmaların içerisine girdiler. Bu tartışmalardan bıkanlar susmayı, çekinenler teslimiyeti, cevap vermek isteyenler ise araştırmayı seçmişlerdir. Araştırmayı tercih edenlerin en büyük hedefi gerçek islam’ın içeriğini ve geçmişini öğrenerek bilgiyi bir kalkan niteliğinde kullanmaktır.Elbette Türkçe literatüründe birbirinden değerli hocalarımızın eserleri mevcut. Fakat Avrupa’da yetişen yeni neslin Türkçesi eksik olduğundan ve Türkçe derslerinde ilkokullarda olmamasından dolayı, Türkçe yazılmış bu değerli kitapları da gençlerimiz okumakta ve anlamakta çok zorlandıklarından dolayı bilgi akışı yine olmuyordu.
Pek çok gençlerimiz ile hem derslerde hemde derslerin dışında nabız yoklayarak anladımki tarih konusunda sloganik bir gençliğimiz var.
Örneğin Osmanlı Devletine herkes sahipleniyor fakat detaylı soru sorulduğu zaman cevap vermekte zorlanıyorlar ve Orta Asya’da kurulmuş olan Asya Hun Devletinden hiç haberleri yok. Avrupa’da yetişen gençlerimiz Malazgirt Zaferinin, Istanbul’un fethinin, Çanakkale destanının ve Kurtuluş savaşının sebeplerini ve sonuçlarını bilmezlerse tarih şuuru eksik olur. Tarih şuuru eksik olduğu zaman karekteri tamamlanmamış olur. Eğer bir gencinde karekteri tam degilse o zaman aşağılık kompleksine girer ve bu noktadan sonra da ne kendisine ne milletine ne de insanlığa hizmeti geçer. Bundan dolayı bu çalışma ile gençlerimizin tarihlerini öğreterek kendilerine güven duygusunu çoğaltmanın gayreti içerisine girmiş olduk.
'Türk ve Islam' Tarihi adlı kitap yaklaşık 2400 sene önce, yani miladdan 400 sene önce, kurulmuş olan ilk Türk Devleti olan Asya Hun Devletinden başlıyor ve 1923 senesinde imzalanan Lozan Antlaşması ile bitiyor. Elbette 2400 senelik bir tarihi 200 sayfalık kitaba yerleştirmek mümkün degil. Bu kitapta Avrupa’da ki gençlerimiz için özetin özeti çıkartılarak temel bilgiler teşkil etme hususunda yeterli olduğunu zannediyorum. Yoksa bu kitapta işlenen her konu başlıca bir kitap konusudur.
Burada yetişen doktorlarımız Ibn-i Sina’yı, mühendislerimiz Mimar Sinan’ı ve siyasetçilerimizde II.Abdulhamid’i bilmedikleri zaman bir eksiklik vardır. Tarih sadece göğüsümüzü kabartmak için değil aynı zamanda ejdadımızın yapmış oldukları güzel işlerden örnek almak yanlış işlerinden ise ibret almak için okunur. O ejdadımız ki sevapları ve günahları ile bizim ejdadımızdır. Gençlerimiz şanlı tarihimzde atalarımızın tüm insanlığa vermiş oldukları hizmetleri öğrendikleri zaman daha da çok motive olup okullarına ve işlerine dört elle sarılacaklarından eminim. Avrupalı gençlerimizin yetişmesi icin cami ve dernek kuran ve bu yolda vefat edenlerin Allah’tan rahmet ve geri kalanlara sağlıklı ömür dilerim.

|